Halka Tatlısı

Bu yazı çok fazla Ataoğlu Halka Tatlısı, biraz Hasan Yarcan, biraz Muhammet Şahinuşağı, biraz Ahmet Bozkurt ve bolca Ali Aydın içermektedir. Olay, Eylül 2008 – Temmuz 2009 tarihleri arasında Gaziantep’in Nizip ilçesinde geçmektedir. Halka tatlısının hikayesini anlatmaktadır.

DSCF9855

Eylül 2008 – Temmuz 2009 tarihleri arasındaki 10 ay boyunca Gaziantep’in Nizip ilçesinde askerlik münasebetiyle bulundum. Bu süre boyunca anlatacak çok güzel hikayeler birikti ama zamanında yazmak mümkün olmadı. Aklıma geldikçe peyderpey yazacağım. Asla unutmayacağım şeylerden birisi de halka tatlısıdır.

Nizip’te “kasap – manav – fırın – kebapçı – tatlıcı” beşlisini her sokak köşesinde, bütün yolların üstünde görmek mümkündür. Zaten bu beşlinin birbirleriyle çok kuvvetli bağları vardır. Bunlardan en ilginci bana göre tatlıcıdır. Her köşe başında vardır ama bildiğimiz pastanelere benzemez. Ya oturacak yer yoktur ya da 3-4 tane masa vardır. Çoğunlukla alır evde yersiniz. Eğer eve götürme niyetinde değilseniz, aldığınız tatlıyı kısa sürede tüketip mekanı terk edersiniz. Zaten tatlının yanında sudan başka bir şey ikram etmezler, meşrubat seçiminizi sormazlar. Hatta bazen su bile getirmezler, köşede bir sebil vardır, kendinizi alır içersiniz. Bu yadırganacak bir durum değildir. Böyle anlattığıma bakmayın, negatif bir durum da değildir.

Tatlı olarak baklava ya da diğer fıstıklı – şerbetli tatlılardan birisini seçtiyseniz yukarıdaki senaryo geçerli. Bunların dışında bir de halka tatlı var. Zaten bu yazının konusu da halka tatlıdır. Yukarıdaki girizgahı olayın geçtiği zamanı, mekanı ve ambiyansı tanıyasınız diye yazdım.

Halka tatlı aslında sadece Antep’e mahsus değildir. Anadolunun bir çok yöresinde yapılır. Hatta bazı şehirler halka tatlıyı sahiplenip kendilerine mal etmek adına patent almaya bile girişmişler diye duydum.

Halka tatlıyı bu kadar ünlü yapan bence çabuk yapılması ve uygun fiyatlı olması. Baklava benzeri sütlü tatlılardaki kadar emek çekmezsiniz, onu yaparken. Hızlıca ve kısa zamanda yapılır. Muhtevası çok çeşitli olmadığından maliyeti de düşüktür. Bu durumda halka tatlı toplumda herkesin kolayca alıp her zaman tüketebileceği bir tatlı çeşidi olarak yaygındır.

Nizip’te her gün tatlıcıları halka tatlı yaparken görmek mümkün. Çoğunlukla dükkanların önüne kurulmuş bir gazlı ısıtma düzeneğinin üzerinde kocaman kazanın başında tatlı yapan tatlı ustaları görürsünüz. Bazen içeride yapanlar da vardır. Yoldan geçerken bu manzarayı görünce canınız çeker, hemen bir tane alırsınız, tatlınızı yerken yürümeye de devam edersiniz. Bir kağıda sarıp verirler. Peçete ya da çatala gerek yoktur.

Tatlıcılar genellikle ikindi vakti iş çıkışı insanların işten çıkıp eve ya da kahvehaneye doğru yöneleceği saatleri seçerler. Zaten halka tatlı taze ve gevrek olunca yenir. Üzerinden bir gün geçince özelliğini kaybeder, yenmez.

Bazen bir kaç arkadaş toplanıp tatlıcının imalathanesinin hemen önündeki bir kaç masandan birine oturup yediğiniz de olur. Her zaman kağıtla alıp yiyerek yürümezsiniz. Böyle durumlarda yine aynı kağıdın bu sefer biraz daha büyük boy olanının üzerinde tatlı gelir, yine parça parça kopararak elinizle yersiniz.

Elbette tatlıcıların hepsi böyle değil. İçeride oturup çatal bıçakla yiyebileceğiniz mekanlar da var. Ama bu şekilde tatlı yemek çok zaman alıyor ve zahmetli. Çok tercih edilen bir tarz değil gözlemleyebildiğim kadarıyla. Belki şehre dışardan gelenlere bir seçenek olsun diye bu imkanı sağlıyor olabilirler.

İlk başta bu hiç bir extra özelliği olmayan sade tatlıyı insan neden severki diye düşünebilirsiniz. Ben de öyle düşünmüştüm. Ama gel gör ki, Nizip’liler her iş çıkış camiye ya da kahvehaneye gitmeden önce yol üstünde tatlı yemezlerse ya ibadetten beklenen huzuru alamazlar ya da okeyde şansları yaver gitmez. Hemen hemen her gün yerler bu tatlıyı. Zaten o kadar acı baharatlı kebabı yedikten sonra üstüne tatlı yemeseniz bir şey eksik kalır kanaatimce.

Nizip’te bayanların dışarıda yemek yediklerini, oturmalarını, bu tarz mekanlara gittiklerini pek görmezsiniz. Dışarıdan gelen memur, asker ya da öğrencileri dışarıda tutarak söylüyorum. Yukarıda anlattığım hikaye tamamen erkekler içindir. Zaten bu tür tatlılar ya da yemekler evlerde ev hanımlarının daha güzel ve lezzetli yapabildikleri yiyeceklerdir. Yemek için illa dışarı çıkmaları gerekmemektedir.

Ali Aydın Hocam, benden önce de Nizip’te görev yaptığı için biraz biliyordu. Ben daha önce halka tatlısını belki de hiç yememiştim. Okulda Ahmet ve Muhammet ile birlikte çalışınca iş çıkışları da onlarla vakit geçirdiğimiz günler olmaya başladı. Genç arkadaşlarımız, bilgisayar öğretmenliği yaptılar biimle birlikte. O yüzden okulda tamamlayamadığımız muhabbetleri iş çıkışı bu tür mekanlara giderek tamamlardık. Gençlerin her gün tatlıcıya gitmek ya da tatlıcının önünden geçerken tatlı almak gibi bir alışkanlıkları olduğunu görünce biz de onlara takıldık, onlar gibi yapmaya başladık. Halka tatlı öyle bir şeydir ki, zamanla zaten alışkanlık yapar.

Nizip’te bir çok yerde tatlı yedik ama Ahmet ve Muhammet’in üzerinde hem fikir oldukları bir konu vardır, o da Nizip’te halka tatlıyı en iyi Ataoğlu Halka Tatlıcısının yaptığı düşüncesidir. Biz de gençler bu işin piri, öyle diyorlarsa bir bildikleri vardır dedik ve orayı tercih etmeye başladık. Çoğunlukla iş çıkışı tatlı yemeye Ataoğlu’na gitmeye başladık.

Bugün, dönüp baktığımda Antep’le ilgili çok şeyi özlerim ama halka tatlının yeri yine de başkadır bende. Geçen gün facebook’ta eski(meyen) öğrencilerimden Hasan Yarcan’la sohmet ederken aklıma geldi Ataoğlu. Hatta tatlıcyı hatırladım ama mekanın adını unutmuşum. Gece yarısı Muhammet’I telefonla arayıp bilgi aldım. Baktım ki yazmasam unutulacak, bu yazıyı böyle bir motivasyonla kaleme aldım.

Eğer yolunuz Nizip’ten geçerse muhakkak Ataoğlu Halka Tatlıcısına uğrayın. Adres vermeme gerek yok, zaten şehrin merkezine gelince kime sorsanız yerini gösterir. Yazı vesilesiyle bahsettiğim kardeşlerime, burada ismi geçmeyenlere, başka yazılarda kendilerinden bilahare bahsedeceğim arkadaşlarıma selamlar.

DSCF9851

DSCF9850

DSCF9856

DSCF9857

DSCF9858

DSCF9861

DSCF9859

DSCF9865

DSCF9854

Leave a Reply