İyi bilirdik. Allah rahmet eylesin.

Günlük işlerimi yapmak için erken kalkıp bilgisayarımı açtım. Bir haber linki için Bizim Kocaeli Gazetesi sitesini açınca direkt karşıma aşağıdaki haber geldi, üzüldüm.

necati-1

Caminin tuvaletinde ÖLÜ BULUNDU

Derince’de esnaflık yapan, ilçede geniş bir kesim tarafından tanınan ve sevilen Necati Yayla, Fevziye Camii’ndeki tuvaletlerin önünde ölü bulundu

Derinceli esnafın talihsiz ölümü. İlçede uzun yıllardan beri esnaflık yapan 48 yaşındaki Necati Yayla, Fevziye Camii şadırvanında bulunan tuvaletlerin önünde ölü bulundu. Trabzon doğumlu olduğu öğrenilen Yayla’nın evinden sabah erken saatlerde araç muayenesi yaptırmak için çıktığı kaydedildi.

Ambulans geldi ama

07.30 sıralarında Fevziye Camii’ne gelen Yayla, şadırvanda bulunan tuvaleti kullandıktan sonra tuvaletin çıkış kapısında yere yığıldı. Çevredeki vatandaşlar, ambulans çağırdı ancak Kocaeli Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Yayla’nın olay yerinde hayatını kaybettiği öğrenildi. Kalp krizi nedeniyle vefat ettiği açıklanan Yayla’nın üç çocuğu bulunuyordu.

Pazarlarda esnaflık yaparak geçimini sağladığı kaydedilen Yayla, Derince Yaylaoğlu Fırını’nın sahibi Orhan Yayla’nın da kardeşiydi. Derince İbn-i Sina Mahallesi Ufuk Sokak’ta ikamet ettiği bildirilen Yayla’nın cenazesi Derince Merkez Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Derince Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Kaynak: http://www.bizimkocaeli.com.tr/?page=c_detail&c_id=17373&c_cat=37

Yaklaşık 4 yıl Körfez’de İlimtepe Mahallesi’nde ikamet ettik. O zamanlar mahalle bile değildi. Değerli ağabeyim, İlimtepe İlköğretim Okulu Müdürü Tamer Terzi’nin ısrarları sonucu taşınmıştım İlimtepe’ye.

Yıllar sonra ordan taşınırken arkada hep iyi anılar bıraktık. Çok iyi arkadaşlarımız oldu. Tamer Hoca, iyi ki ısrar etmiş de taşınmışız İlimtepeye.

İşte bu güzel anılardan bir tanesi de Necati Amca. Her cumartesi günü evimizin karşısına kurulan ilimtepe pazarına meyve sebze almak için giderdik. Bütün meyve ihtiyaçlarımızı Necati Amca’dan alırdık. Babacan tavrı çok hoşumuza giderdi. O bizim ne alacağımız bilirdi, kendisi seçer verirdi, bize layık görmediğini satmazdı zaten. “Hocam armut çok güzel bu hafta. Elma pek iyi değil onu gelecek hafta alırsın.” gibi tavsiyelerde bulunur, hangi meyveden isterse onları hazırlardı.

Eskiden alışveriş fişlerini biriktir vergi iadesi alırdık. Biz ona hiç söylemezdik ama her sene fişlerin teslim tarihi yaklaşınca “hocam fişlerin eksiktir, lazım olur” diye bir torba alışveriş fişi getirirdi.

Şairin dediği gibi:

Yoksa, kalıba vursan hani,
Tek başına on tane adam eder!

Biz iyi bilirdik. Mekanı cennet olsun.

Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını, Bir de seni çok seviyorum

 dilavercebeci İstanbul’un fethinin 555. yıldönümünde 29 Mayıs 2008’de Türkiyem’in şairi Dilaver Cebeci vefat etti.

Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde vefat eden şair ve yazar Dilaver Cebeci (65) için, öğretim üyesi olduğu Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi’nde tören düzenlendi. Törende, Cebeci’nin oğlu Çağrı Cebeci üzerine Türk bayrağı konulan babasının tabutu başında taziyeleri kabul etti. Cebeci, öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Çengelköy Mezarlığına defnedildi.

Benim çocukluğumda onun Seyyahı Fakir Evliya Çelebi yazılarının özel bir yeri vardır. İnternetin olmadı o zamanlarda, gazeteden her gün kesip saklardım. Gazeteyi açınca ilk olarak orta sayfalarda onun yazısını bulur okurdum, sonra başka şeyler de okurdum. Hala o yıllarda her gün  kesip sakladığım yazılar evde bir yerlerde durur.

Seyyahı Fakir Evliya Çelebi okumaktan sıkılsak, yine onun şiirini, Türkiyem’i Mustafa  Yıldızdoğan’ın sesinden dinlerdik.

Yediden yetmişe herkesin ezberleyip, büyük coşkuyla bir marş gibi söylediği "Türkiyem" isimli şiirinin şairi, herkesin bir köşeye sindiği zamanlarda, ortalığın toz duman olduğu yıllarda Hun Aşkını söyleyen adam aramızdan ayrıldı.

Bir öğrencisi ekşi sözlükte diyor ki: “bundan sonra boyle guzel siirler yazamayacak ve de icindeki guzellikleri diger insanlarla paylasamayacak olan hocama sevgilerimle”

SadettinKaplan, hocanın ünlü şiirini yad ederek Bir Yalnız Savaşçının Ölümü başlığını kullandığı yazısında, Mehmet Nuri Yardım Kutlu yolun güzel yolcusuna veda’sında O’nun ardından duygularını ne güzel dile getirmişler. Hatta Mehmet Nuri Yardım, hocanın rahatsızlığı döneminde Sadettin Kaplan’ın “Evdeşi, o helâl süt emmiş asîl kadın, o onur duyarak bacı diyeceğimiz Ayla Hanım… Dilâver’in en zor günlerinde en büyük destek ve dayanağı oldu.” diye bahsettiği Ayla Cebeci ile hoca hakkında bir mülakat yapmıştı. Bizim anlatmamıza ne hacet.

Şimdiki Zaman Çekiminde Bir Mahkuma Mektup’unda şöyle demişti: “Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını, Bir de seni çok seviyorum”. Hocam biz de seni çok seviyoruz. Ruhun şad olsun.