Kışlada ilk gün

Bu yazı dizinin daha önceki bölümleri: Nerede Kalmıştık, Askerlik Başvurusu, 323. Dönem Yedek Subay Asker Öğretmen Sınavı, Askerlik İçin Götürülecekler Listesi

Burdur, daha önceden de defalarca içinden geçtiğim, hatta 1 günlük de öğrencilik geçmişim olan klasik bir Anadolu şehri. Zaten görebildiğim kadarıyla Anadolu’da bütün şehirler hemen hemen birbirinin aynısıdır.

Sabah otobüsten indikten sonra Burdur’daki arkadaşlarımla buluşup gezdik. Gezilecek çok yer olmadığı için önce çarşıya çıkıp biraz dolaştık. Daha sonra arkadaşlar bizi Susamlık Tepesi’ne çıkardılar. Burdur’u kuşbakışı görüp askerliği geçireceğimiz bölgeyi inceledik.

Askerlik için gelenlerden tanışıp kaynaşabildiklerimizle 8 kişilik bir grup haline gelmişiz bile. Kışlaya beraber girmeye karar verdik. Akşam saat 16.30 gibi kışlanın kapısındaydık. Aynı gün içerisinde binlerce kişi giriş yapmaya çalıştığı için haliyle çok uzun bir kuyruk vardı kapıda. Kalabalığın arasına karışıp sıramızın gelmesini beklemeye başladık. Arka arkaya girenler aynı gruba düşer diye bir bilgi almıştık. Biribirimizi kaybetmeden arka arkaya durmaya çalıştık. 38 kişilik gruplara ayırıyorlardı. Bizim 2 önümüzde bir grup bitti ve biz 2 kişi diğer gruba kaldık. Arkadaşlarımızın bir kısmını kaybetmiş olduk. Dışarıda tanıştığımız arkadaşlardan Karaman’da görev yapan, Mersin – Anamur’lu Harun Tuğrul ile birlikte aynı gruba düşmüş olduk.

Bizi gruplar halinde içeri aldılar. Bu esnada grubumuzu da öğrendik. 2.Tabur, 1. Bölük 3.Takım, 4.Manga. Bu terimlerin anlamlarını az buçuk biliyorum ama içeride herhalde detaylı bir biçimde öğreneceğiz.

Bizi bahçede, sandalyelerin dizili olduğu bir yere götürdüler. Eşyalarımızı kontrol ettiler. Yasak olan bir şey getirip getirmediğimize baktılar. Telefonlarımızı teslim ettik. 2 nüsha, senet diye tabir ettikleri bir belge düzenlediler. Bir nüshasını bize verip kaybetmememiz hususunda tembih ettiler.Çıkarken telefonlarımızı bu senetle teslim alacağız. Çantamızda bulunan ilaçları kontrol ettiler. Fazla olanları aldılar. Çıkışta ya da içerideyken ihtiyaç olduğunda ilaçlarımızın kalanını geri alabilelim diye de bir belge verdiler.

Bu işlemler sırasında askeri bir kaç terim de öğrendik. Mesela en küçük asker topluluğuna manga diyorlar. Biz 38 kişiyiz. O yüzden bir mangayız. Bu sayı sabit değil anladığım kadarıyla. Geçen sene mangaları daha küçük gruplardan oluşturmuşlar. Mangaların bir araya gelmesiyle takımlar oluşuyor. Bizim takım da herhalde 5 mangadan oluşacak. Mangada olduğu gibi takımda da sayı değişken olabiliyor. Mesela 4 mangadan bir takım oluşturmak isterlerse bütün takımlar 4 mangadan oluşuyor. Takımların bir araya gelmesiyle de bölükler oluşuyor. Bölüklerin bir araya gelmesinden taburlar oluşuyor. Taburların tamamı da bir alayı oluşturuyor. alaylar da tugayları oluşturuyor. Daha ilerisini bilmiyorum. Bizim askerlik yaptığımız Burdur’daki askeri birimin ismi 58. Piyade Alayı. Antalya’da bulunan tugaya bağlı olarak çalışıyor. Antalyadaki tugaya bağlı bizim gibi baika alaylar da vardır herhalde. Bizim 2.Tabur, 1. Bölük 3.Takım, 4.Manga olmaız bu açıklamalar ışığında anlamlı bir bilgiye dönüştü.

Her manganın başında o mangaya eğitim yaptırması için görevlendirilmiş çavuşlar var. Manga komutanı da deniyor kendilerine. Manga komutanımızın yani çavuşumuzun da adının Fatih ARI olduğunu öğrendik. Bende bıraktığı ilk intiba olumlu oldu.

Eğitimler manga düzeyinde yapılacak, bazen de takımdaki diğer mangalarla birlikte takım düzeyinde eğitimler olacakmış. Takımdaki diğer mangalardan kolay ayırd edilebilelim ve takımımızın numarası da bilinsin diye bize 3. takım 4. manga anlamında 3400 diye hitap etmeye başladılar. Aynı bölüğün içinde 3400 mangasındanım dediğinizde sizin hakkınızda karşınızdaki genel bir bilgi edinmiş olacak.

Manga komutanımız bizleri boy sırasına dizdi. Boyunun ne kadar olduğunu bilmeyenler 1.80 dediler. Ben de öyle dedim. Belki küsuratı vardır ama bilmiyorum işte. Sıralarımız oluştu. İlk sıradaki arkadaşımız 3401, daha sonra 3402, 3403, …, 3438 diye numaralarımız verildi. Benim numaram 3410. Sırada 10. kişiyim.

Askerlikte badi diye bir kavram var. İnsanları karşılıklı olarak birbirinden sorumlu olan çiftli gruplara ayırdılar. Bu iki kişi birbirinin badisi oldu. 1. kişi 2. kişi ile, 3. kişi 4. kişi ile badi oluyor. Ben de 3409 numaralı Muş merkezde sınıf öğretmeni olarak görev yapan Mustafa Cennet ile badi oldum. Birbirimizden sorumluyuz.

Bu işlemler bittiğinde bir kaç saat geçmişti. Sırayla yemeğe gittik. yemekhanede ilk yemeğimi de böylece yedim. Yemeği pek sevmedik. O yüzden biraz da canımız sıkıldı. Ortam çok yabancı olduğundan genelde en küçük bir olumsuzluk çok fazla canımızı sıkıyordu. Garip bir duygu, yaşamak lazım.

Bazı teknik terimleri bu ve daha önceki yazılarda anlattığım için artık cümle içinde de kullanacağım. Kullandığım terimlerde anlaşılmayanlar için bu yazı dizisinin daha önceki bölimlerine başvurabilirsiniz.

Askerliğin ilginç yanlarından biri de ilk gün yapılan aşı. Mangalar halinde sırayla aşı olmaya gidiyoruz. Bizim mangamıza da yemekten sonra yaklaşık 1 saat kadar kuyrukta bekledikten sonra aşı sırası geldi. Ben genelde iğneden korktuğum için böyle durumları hiç sevmiyorum. Sırada beklerken önümüzden kollarını tutarak geçen, hatta kolunda kan gördüğümüz arkadaşlar oldu. Bu da haliyle işin tuzu biberi. 2 grup halinde ilerliyoruz. Birinci grupta 2 tane hemşire, 2 grupta 2 tane asker (muhtemelen sivilde doktor ya da benzeri sağlık görevlisi olanlardan) var. 2 kişi oturuyor. Ortada boş bir sandalye var. siz gidip ortadaki sandalyeye oturuyorsunuz. Sağ ve sol kolunuza aynı anda 2 tane aşı oluyorsunuz. Sonra kalkıyorsunuz, sonraki geliyor. Böyle ilginç bir şey işte.

Sıram geldiğinde çekine çekine hemşirelerin önüne oturdum. Biz aşı olurken onlar kendi aralarında sohbet ediyorlar. Belki de bakmıyorlar bile iğnenin battığı yere. Kimbilir sabahtan beri kaç bin kişiye aşı yaptılar. Aşılar acıtmadı, korktuğum gibi olmadı. Sabahtan aşı olanların söylediğine göre sol kolumuz yaklaşık 6-8 saat sonra acımaya başlıyormuş.

Aşıdan sonra yaklaşık saat 22.00 olmuştu. Yine manga halinde eşyalarımızı bıraktığımız koğuşa geldik. Bize özel bir yatakhane tahsis edilmemiş. Takımda sadece bizim mangayı 3 koğuşa dağıttılar. Bur arada, parantez içinde belirteyim, yataklarımızın ve elbise dolaplarımızın olduğu yere koğuş deniyor. Koğuşların bulunduğu binanın etrafına da koğuşlar bölgesi.İlk 14 kişiyi 2. kattaki bir koğuşa verdiler. Ben 10 numara olduğum için o gruptaydım. Diğerlerini de 3. kattaki 2 koğuşa dağıttılar. Harun Tuğrul 3. katta kaldı. Biz Mustafa Cennet ile altlı üstlü boş bir ranza bulup yerleştik. Ben ranzada üst katta yatmayı eskiden beri sevmediğim için alt katı tercih ettim. Zaten yol yorgunluğu vardı üzerimizde. Gündüz yaşadıklarımızdan sonra hiç vakit kaybetmeden yatıp uyudum. Kışlada ilk gün böyle geçti.

Askerlik İçin Götürülecekler Listesi

Bu yazı dizinin daha önceki bölümleri: Nerede Kalmıştık, Askerlik Başvurusu, 323. Dönem Yedek Subay Asker Öğretmen Sınavı

Sınavdan sonra sıkıcı bir bekleme süreci başladı. Daha önceki yıllarda yedek subay öğretmen askerlik yapan arkadaşlar, belirtilen tarihten bir kaç gün önce de açıklanabileceğini söyledikleri için 7 Ağustos ile 10  Ağustos arasında sürekli olarak Kara Kuvvetleri Komutlanlığı’nın ilgili sayfasını takip ettik.

Benden önce muhtelif zamanlarda yine Burdur’da yedek subay öğretmen askerlik yapan Zana Okçuoğlu, Turgay Öncül, Emrah Porgalı, Şevval Ceylan’ın babası ( Sezgin 🙂 ) ile Erzincan’da kısa dönem askerlik yapan Çağlar Kıymet askerlik sırasında yaşadıklarını ve giderken götürülmesi gerekenler konusunda kendi deneyimleri anlattılar. O yüzden oldukça şanslı olduğumu düşünüyorum. Zaten son bir kaç gün tanıdğım bir çok insan bana askerlik anılarını anlatmaya giriştiler. Ben dinlemekten bıktım, onlar anlatmaktan bıkmadılar. 10 yıl önce, 20 yıl önce askerlik yapanlar bile gelip anılarını anlattılar. Bizim zamanımızda diye başlayan uzun sohbetler dinledim.

7 Ağustos itibariyle her gün düzenli olarak takip etsek de yerleştirme sonuçları 10 Ağustos sabahı açıklandı. Burdur 58. Piyade Eğitim Alayı’nda 323. Dönem Yedek Subay Öğretmen Asker olarak askerlik yapacağım yer ve yapacağım askerliğin türü belli oldu.

Arkadaşlardan edindiğim bilgiler doğrultusunda valizimi hazırladım. Götürdüğüm eşyalar listesi aşağıda:

  • Orta büyüklükte çok yeni ve değerli olmayan bir valiz.
  • 10 Adet “asker çorabı” diye tabir edilen uzun çorap.
  • 10 Adet bisiklet yaka, yeşil renkli asker fanilası.
  • 10 Adet iç çamaşırı.
  • Boyna asılan asker cüzdanı.
  • 2 Adet küçük kilit (birisi valiz için, birisi bot için).
  • Bot boyamak için siyah boya ve fırça.
  • Tıraş kremi.
  • 5 Adet kullan-at tıraş bıçağı.
  • Aftershave krem.
  • Limon kolonyası.
  • Sabun.
  • Sabun koymak için “sabunluk” denilen kutu.
  • Şampuan
  • El havlusu.
  • Banyo havlusu.
  • Terlik.
  • Lif, çamaşır filesi.
  • Bir kaç tane çengelli iğne.
  • Dikiş seti.
  • Tırnak makası.
  • Diş macunu.
  • Diş fırçası.
  • Pudra.
  • Bloknot, ajanda ve bir kaç tane tükenmez kalem.
  • Bir kaç tane t-shirt ve eşofman altı.
  • Cilt kremi.
  • Güneş kremi.
  • Acemi kemeri.
  • Tırnak makası.
  • Bir miktar nakit para.
  • Kredi kartı.
  • Islak mendil.
  • Dudak yumuşatıcı krem.
  • Kuvvetli ağrı kesici.
  • Mide ilacı.
  • 1 kutu boğaz pastili.
  • 4 tane Tylolhot
  • Kol saati

Yukarıda yazdığım malzemeleri son bir kaç gün içinde hazırladık. Öğrendiğim kadarıyla içeride PTT şubesi ve İşbankası şubesi var. Her ihtimale karşı bir miktar nakit para da aldım yanıma. Kredi kartı ile telefon götüşmesi yapılabildiği için telefon kartı ya da aile kartı almaya gerek yokmuş. O amaçla kredi kartımı yanıma aldım sadece.

Sınavdan sonra verdikleri zarfı ve nüfus cüzdanını unutmamak gerekiyor.

Cep telefonumu ve şarj aletini de yanımda götürdüm. Girişte alıyorlarmış ama çıkarken verdiklerinde çok ihtiyaç oluyormuş.

11 Ağustos günü de giriş yapılabilmesine rağmen, arkadaşlar 12 Ağustos günü akşam saat 17.00 öncesi birliğime katılmamın yeterli olacağını söylediler. 11 Ağustos akşamı yukarıda sıraladığım eşyalarla birlikte EFETUR ile yola çıktım.

İzmit Otogarına Göksu ile birlikte vardık. Sürpriz bir şekilde Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkan Vekili Selçuk Arslan ve eşi Gül Hanım ile Ziraat Mühendisi Hasan Uzunhasanoğlu ve eşi Emine Hanım uğurlamaya gelmişler. Askerlik yaparken çok sık lazım olacak hediyeler almışlar. Onlara ve onların şahsında Kocaeli Aydınlar Ocağı’na teşekkür ediyorum.

Üstat Bekir Sıtkı Erdoğan’ın şiirinde “Güç bela bir bilet aldım gişeden, Yolculuk başladı Haydarpaşa’dan” dediği gibi askerlik de böylece başlamış oldu.

Yeri gelmişken aşağıdaki şiiri yazmasam üstat gücenir. Gerçi askeri okullarda okumuş hep ama herhalde acemi birliğinde yazmıştır. Bestelenip şarkı olarak da söyleniyor, Çok sevdiğim şiirlerinden biridir:

Kara gözlüm, efkarlanma gül gayri!
İbibikler, öter ötmez ordayım.
Mektubunda diyorsun ki: ‘Gel Gayri! ‘
Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım.

Ah çekerim resmine her bakışta!
Bir mahzunluk var o boyun büküşte.
Emin ol ki, her sigara yakışta,
Sanki, duman tüter tütmez ordayım…

Mor dağlara, karargahlar kurulur;
Eteğinde bölük bölük durulur…
On dakika istirahat verilir;
Tüfekleri çatar çatmaz ordayım! ..

Dağlar taşlar bu hasretlik derdinde;
Sabır, sebat etmez gönül yurdunda!
Akşam olur, tepelerin ardında,
Daha güneş batar batmaz ordayım…

Aramıza dağlar girmiş koskoca!
Meraklanma, gönlüm dağlardan yüce…
Bir gün değil, beş gün degil, her gece,
Yatağıma yatar yatmaz ordayım…

Bahar geldi; koyun, kuzu koklaştı,
İki aşık, senelerdir bekleşti…
Kara gözlüm, düğün dernek yaklaştı;
Vatan borcu biter bitmez ordayım!

323. Dönem Yedek Subay Asker Öğretmen Sınavı

Bu yazı dizinin daha önceki bölümleri: Nerede Kalmıştık, Askerlik Başvurusu.

1 Ağustos öncesi son 10 – 15 günümü Alanya’da geçirdim. Sayılı gün çabuk bittiğinden dolayı sınav günü de geldi çattı. Sınava İstanbul’da gireceğimi biliyordum. Bana verdikleri büyükçe bir sarı renkli zarf var. Onu da yanımda götürmek lazım. Öğretmenlikte sarı zarfın farklı bir anlamı var ama bu zararlı olanlardan değildi 🙂

Bir arkadaşım 1 Ağustos’ta sınava girdi. Ben 2. günü tercih ettim. Zaten 3. gün de arkadaşlarla pikniğe gidecektik. Alanya’dan 1 ağustos akşamı otobüsle yola çıktım. Yolda telefonla, sınava giren arkadaşımdan gerekli tüyoları ve önbilgileri aldım. Öğrendiğim kadarıyla:

  • Sabah çok erken saatlerde orda olursam erken çıkabilirim. sınavın kendisi 1 saat sürmekle birlikte bütün işlemler en az 5 saat sürer.
  • Yanımda kurşun kalem, siyah renkli tükenmez ya da pilot kalem, silgi, uç götürmem gerekiyor.
  • Kantinde çok sıra olduğundan dolayı kahvaltı yapıp öyle gitmekte fayda var.
  • Başvuru sırasında veirlen sarı zarfla birlikte yanımda kimlik vs. de götürmem gerekiyor.
  • Kıyafet önemli değil, istediğim kıyafetle gidebilirim.

Bu bilgiler ışığında eve geldim ama benim evden çıkmam bile zaten saat 12.00 yi buldu. O gün içeri girebileceğimi zannetmemekle beraber yola çıktım. Tuzla Piyade Okulu’na vardım. Oraya varınca, işlemler sırasında farkettim ki aslında ben Küçükyalı’daki İkmal Maliye Okulu’nda sınava girecekmişim. İstanbul için 2 tane merkez varmış.

Ordan çıkıp Küçükyalı’ya varmam ve yokuşu tırmanıp İkmal Maliye Okulu’na ulaşmam saat 15.00 civarında oldu. Kapıda telefonumu kapattırıp aldılar. Bir süre bekledikten sonra bir minibüs geldi ve benim gibi bekleyen 5-6 kişi ile birlikte sınav olacağımız mekana vardık. İçerisi çok rahat bir yere benziyordu. Koltuklar, rahat sandalyeler, televizyon vs. çok güzeldi. Sıra yoktu. Kantin’den hemen içecek almak mümkündü ve pahalı değildi. Yiyecek olarak sadece poğaça vardı bildiğim kadarıyla.

Bir kaç ön işlemden geçip, evrak doldurduktan sonra bir yere topladılar. Balık adam, Uzak Yol Güverte Zabiti, Beden Eğitimi Öğretmeni, Veteriner gibi bazı meslekleri yapanları ayırdılar. Öğretmen olduğumu söyledim. Öğretmenleri ayrı bir grup yapmışlar. Onların bulunduğu gruba dahil edildim. İşlemlerim esnasında bana daha sonra da bir çok yerde (mesela sınav sonucumu öğrenirken) lazım olacak olan aday numaramı verdiler. Bu genelde merkezin belirlediği bir sıra numarası oluyor. Benim numaram 81169 oldu.

Beklemeye başladık. Kendimi 5-6 saat beklemeye hatta öğleden sonra oraya vardığım için ertesi güne ya da geceye sarkma ihtimaline göre hazırladığım için beklemek çok zor gelmeyecekti. Hatta tedarikli olmak açısından elimde getirdiğim dergiyi okumaya başladım. Kantinden içecek aldım. Orda tanıştığım bazı bilgisayar öğetmeni arkadaşlarla sohbet ettik. Çok geçmeden bizleri bir salona aldılar. Beklenen an geldi. sınav birazdan başlayacak. Yaklaşık 45 dakika orda oturup beklemiş olduk. Meğer sabahtan beri bekleyen öğretmen arkadaşlar varmış, sınavı en sona bırakmışlar. Demekki İkmal Maliye Okulu’nda sınava girecekler için uygulama diğer yerlerden biraz farklı ve kolay. Bu durumda geç gelmem kendi rızamla olmasa bile oldukça güzel oldu.

Önce bir mülakata aldılar. Üniversitede nerde kaldın, liseyi nerde okudun gibi sorulardı. Bir kaç dakikada bitti zaten. Sonra sınav salonuna aldılar.

Sınav 60 dakika sürüyor.Sınav 50 soruluk. 25 sayısal, 25 sözel. Mantık soruları ağırlıklı ama eğik atış sorusu bile vardı. Geometri soruları vardı bir kaç tane. Sözel deyince çok fazla sözel beklememek lazım sadece Türkçe soruları vardı. Tarih, coğrafya vs. yoktu. Belki başka yerlerde farklı sorular geliyor olabilir. Bizde böyleydi. Süre zar zor yetti. Cevaplayabildiğim kadarını cevapladım. Dikkatli okunursa hepsini cevaplayabilirsiniz aslında. Çok zor değildi. Gerçi hepsini cevaplamak mı avantaj yoksa sallayıp çıkmak mı bilemiyorum.

Sınavdan sonra elimizdkeizarfların içinden bazı evrakları aldılar. Yeni evraklar vermişlerdi, onları da içine koyduk. Zarfı mühürleyip teslim ettiler. Tekrar bir otobüs bizi giriş kapısına (askerler nizamiye derler) götürdü. Telefonumuzu aldık çıktık. Arabayla gelen ve orda tanıştığımız bir arkadaş bizi Yenisahra durağına kadar götürdü. İzmit’ten gelen ve yine orda tanıştığımız bir kaç arkadaşla birlikte İzmit’e döndük. Saat 18.00 civarı idi. Yaklaşık 3 saat sürdü bütün işlemler.

10 Ağustos’ta sınav sonuçları (yerleştirme sınavı diyorlar) açıklanacak, KKK web sitesinden sonuçları öğreneceğiz, 12 Ağustos’ta birliğime katılacağım.

Sınav için orada bulunduğum esnada öğrendim ki askerliğimiz 1 Ağustos itibariyle başlamış. 12 Ağustos’ta birliğime katıldığımda 12 günü geçmiş olacak. Şu anda fiilen askerim. 323. dönemde olduğumu da öğrendim. Bize 12 Ağustos’a kadar izini olduğumuzu gösteren bir belge bile verdiler. Çok garip bir duygu.

Zarfın içine koyup verdikleri evraklara sülüs (herhalde 3’lü demek) diyenler de var. Ben pek o tabiri kullanmadım. Belki bazı yerlerde o evraklara sülüs adı verildiği söylenmiştir.

Ne çeşit bir askerliğin (kısa dönem 6 ay er, uzun dönem 12 ay asteğmen, asker öğretmen) beni beklediğini bilmediğim için 10 günlük bekleme süresi oldukça sıkıcı ve uzun geçecek gibi. İnsan ister istemez stres yapıyor.

Askerlik Başvurusu

Bu yazı dizinin daha önceki bölümü: Nerede Kalmıştık.

Öğretmenlik yaparken askerlik için öncelikle okul idaresine başvurup aylıksız izin evraklarını doldurmak gerekiyor. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuru yaptıktan sonra özlük, personel, mal müdürlüğü gibi bir kaç yerde daha evrak işleri oluyor.

En sonunda EK-A diye bir belge almak gerekiyor. Bildiğim kadarıyla bu belgeyi sözleşmeli öğretmenlik yapanlara vermiyorlar. Bu durumda da sözleşmeli öğretmenlik kapsamında öğretmen olanlar asker öğretmen olamıyorlar. Kısa dönem ya da uzun dönem asteğmen olarak askerlik yapabiliyorlar.

Askerlik şubesine temmuz ayı içerisinde gidip başvuru yapmak gerekiyor. Başvuruda isteyecekleri evraklar zaten ASAL web sitesinde belirtiliyor. Nüfus cüzdanı ve 3-5 tane fotokopisi, en son mezun olduğunuz okulun diplomasının aslı ve 3-5 tane fotokopisi, 3-5 tane resim, EK-A Belgesi benim aklımda kalanlar.

Başvurular esnasında farkettiğim bir şey var, kurum sicil no, emekli sicil no gibi bazı öğretmenlik hayatınız boyunca sizden istenen numaraları yine yanınızda taşıyın. Nerede ne şekilde isteyecekleri belli olmuyor.

Başvuru yaptığım esnada Kocaeli’nin Körfez ilçesinde ikamet ettiğim için İzmit’te orduevinin arkasındaki üçyolda bulunan askerlik şubesine başvurdum. Başvuru işlemleri için randevu verip “bugün git, 2 gün sonra saat 14:00’te gel” dediler. Dedikleri gün ve saatte gittim. İşlemler yaklaşık 1 saat kadar sürdü. “Asker Öğretmen” seçeneğini optik bir formda işaretledim. Diğer evraklarımla birlikte kapalı, büyükçe bir zarfa koyup evraklarımı bana teslim etmek suretiyle işlemlerimi tamamladılar. Sınava gireceğim merkeze bu zarfı da yanımda götürmem gerektiğini söylediler. 1/2/3 Ağustos tarihlerinden birinde sınav yerinde bulunmam gerekiyormuş.

31 Temmuz itibariyle Milli Eğitim’deki işimden aylıksız izne ayrılacağıma dair gerekli evrakları zamanında doldurup teslim etmiştim zaten. 15 Temmuz 2008’de elime geçecek olan maaşın 15 Temmuz – 15 Ağustos 2008 aralığını kapsaması nedeniyle çalışmayacağım 1-15 Ağustos aralığının maaşını yatırmamaları ve direkt kesmeleri için de Milli Eğitim’e dilekçe yazmıştım. Eğer böyle yapmazsanız ya da ilgili meblağı maaşınız yatınca iade etmezseniz askerlik dönüşü faizi ile birlikte tahsil ediyorlarmış. Ben dilekçe yazdığım için direkt kesecekler. 15 Temmuz’da yarım maaş almış olacağım.

Askerlik için başvuru işlemleri bu şekilde. “Muayene olma” denilen işlemi daha önce tehir (erteleme) işlemi sırasında yaptırdığım için tekrar gerek olmadı. Yaptırmayanlar için Temmuz öncesi böyle bir işlem de gerekebilir. Bilemiyorum.

1/2/3 Ağustos tarihlerinden birinde sınava girilecek güne kadar kısıtlı bir tatil zamanı var. Bu zamanı değerlendirmek gerekiyor.

Nerede Kalmıştık

Yedek Subay Asker Öğretmen olarak yapmaya başladığım vatani görevimin 21 günlük eğitim bölümünü tamamlamak üzere bir süredir Burdur’da idim. Internet erişimim de kısıtlı olduğundan blog yazmaya fırsatım olmadı.

Dün  itibariyle eğitimi tamamladım. Askerliğimin geri kalanını G.Antep, Nizip ilçesinde Mustafa Nevzat Tuncel İlköğretim Okulu’nda Bilişim Teknolojileri Öğretmeni olarak yapacağım. 10 Eylül’de Nizip’teki okulumda olacağım. Önümüzdeki 10 gün boyunca ise İzmit’te hazırlıklarımı yapıp dinlenmeyi planlıyorum.

Burdur’daki askerliğim süresince blog da kapalı kaldı. Askerliğime bir kaç gün kala yaptığımız sunucu değişikliği sonrası problemler oldu. Kışladayken bir kaç defa saatlerce sıra bekleme işkencesi neticesinde çalışır hale getirsem de Türkçe karakter problemleri, warning mesajları derken, çok sağlıklı bir taşınma işlemi olamadı.

Çareyi, yeni ve temiz bir wordpress sürümü (2.6.1) kurmakta bulduk. Live Writer önbelleğinde bulunan yazıları da transfer ettik. Önbellekte bulunmayan, daha önce yazılmış yazılar ise maalesef uygun bir zamanda eski blogun mysql veritabanı yedeğindeki Türkçe karakter sorununun çözülmesini bekleyecek.

Askerlik süresince blogda yazmak için bol bol not aldım. Şu anda onları organize etmekle meşgulüm. 21 gün boyunca yaşadıklarımı önümüzdeki günlerde peyderpey yayınlanacak olan bu uzun yazı dizisinden öğrenebileceksiniz. Özellikle henüz askerliğini yapmamış olanlar için kıymetli bir kılavuz olacağı kanaatindeyim.

Güncelleme: Mustafa Nevzat Tuncel İlköğretim Okulu’ndaki görevim sadece 1 hafta sürdü. 16 Eylül itibariyle Nizip Ticaret ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’ne görevlendirildim. Bilişim Teknolojileri öğretmeni olarak çalışmaya başladım.