Aşırı Bilgi Sendromu

Bin bir güçlükle bilgiye ulaşmaya çalışırken büyüyüp yaşlananların çocukları olan bizler bugün üzerimize doğru gelen bilgi selinde boğulmamak için mücadele etmeye çalışıyoruz. Doğruluğundan bile emin olamakta zorlandığımız bu kadar çok bilgi ile cebelleşirken filtrelerimizi nasıl ayarlayalım ki aşırı bilgi sendromundan korunmuş olalım?

Kalp hastalıklarına sebep olan başlıca sebeplerden olan aşırı yüklenmenin de çeşitleri var. Hiç spor yapmayan bir kişi iseniz kaçırdığınız belediye otobüsüne yetişmek için yapacağınız kısa bir koşu veya elinizde pazar filesi ile merdiven çıkmanız sizin için aşırı yüklenme olabilir. Bu fiziksel aşırı yüklenmedir.  Büyük bir mali kayıp, işten ayrılma, borç yükü, bir yakının kaybı gibi olağan dışı stresler ise duygusal aşırı yüklenmedir (http://bit.ly/bKopKN).

Sabah uyanır uyanmaz epostaların kontrol edilmesi ile başlayan, arabadaki navigasyon sisteminden telefonumuzdaki onca uygulamaya kadar devam eden teknoloji alışkanlığı gittikçe kontrolü imkansız bir bilgi yüklenmesine yol açıyor. İşte buna çağın hastalığı diyorlar ve ismi de  aşırı bilgi yüklenmesi (Information Overload).

En son ne zaman çok işiniz olmasına ve bitirmeniz gereken önemli projeleriniz olmasına rağmen hiç farkında olmadan saatlerinizi bilgisayar başında sevdiğiniz blogları okuyarak, friendfeed, facebook ve twitter gibi sosyal sitelerde geçirdiniz?

İnternette sosyal etkileşimin artması ile beraber eskiden eposta, daha sonra forum, chat ve şimdi de sosyal siteler aracılığı ile aynı anda onlarca, yüzlerce hatta binlerce insanın neler yaptığını takip etmeye çalışıyoruz (http://bit.ly/b0oNv7).

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (OGÜ) Teknoloji Araştırma Merkezi (TEKAM) Müdürü Prof. Dr. Muammer Kaya’ya göre aşırı bilgi yüklenmesi, insanların bağışıklık sistemini zayıflatarak hasta ediyor. Olay ve bilgilerin, zihnimizdeki hızlı akışını ve meydana getireceği karmaşayı insan beyni kaldıramıyor ve beynin analiz gücü kırılıyor.

Aşı bilgi yüklenmesinin bir diğer etkisi de üreticiliği ve stratejik düşünmeyi baskı altında tutmasıdır. Büyük çoğunluğu doğrulanmamış yoğun bir bilgi bombardımanı ile karşı karşıya kalan birey, bu bilgilerin hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu kavramakta zorluk çeker. Ortaya çıkan aşırı yüklenmenin sepep olacağı sıkıntılar fiziksel ve duygusal aşırı yüklenmenin meydana getireceği sıkıntılardan daha az değildir (http://bit.ly/d0ZdLP).

İnternet, hem yazılan hem okunan yapısı sayesinde, televizyon ve radyo gibi medyalarla kıyaslandığında kullanıcılarının izleyici değil de katılımcı olabildiği bir ortamdır. Bilgisayarı açmanın internete bağlanmak anlamına geldiği günümüzde her kullanıcının birer katılımcı olarak ürettiği içerik çığ gibi büyüyor. Ortaya çıkan devasa boyutlardaki içeriği saklamak, kategorize etmek, ilişkilendirmek ve arandığında bulunur hale getirmek için sürekli yeni teknolojiler geliştiriliyor.

İnterneti en çok kullananlar diğer kuşaklara göre daha fazla online olma ihtiyacı duyan Y Kuşağı ve Z Kuşağı bireyleridir. Dijital çağda doğan büyüyen ve dijital çağın yerlileri olan bu kuşağın üyelerinin en yaşlısı bugün 30 yaşındadır. Aşırı bilgi yüklenmesinin de direkt internet ile ilişkili olmasını göz önüne alırsak bu sendromla da en fazla Y ve Z kuşaklarının temsilcileri karşı karşıya kalıyorlar.

Aşırı bilginin oluşma sebepleri:

  • Anlık ve yeni bilgi üretiminin her geçen gün artıyor olması.
  • Bilginin forumlar ve bloglar aracılığıyla kolayca tekrarlarının oluşması.
  • Bilgiye ulaşmaya yarayan kanalların çeşitliliği (eposta, telefon, messenger gibi anlık mesajlaşma programları, bloglar …).
  • Birbiri ile ilişkilendirilmemiş ve ilişkilendirilmesi imkansızlaşmış bilginin çoğalması.
  • Farklı bilgilerin karşılaştırılması ve işlenmesi için çok gelişmiş ve başarılı araçların henüz geliştirilememiş olması.

New York Üniversitesi’nden Clay Shirky, 2008 yılında yaptığı bir konuşmada “Bu bir aşırı bilgi yüklenmesi sorunu değil, filtreleme sorunur” diyerek bilgiye ulaştığımız araçları kullanırken kendimiz için filtreler oluşturmanın gerekliliğine dikkat çekmiştir (http://bit.ly/1nb3ON). Bilgiye erişmek için ortaya çıkan yeni yollar bize eski filtrelerimizin işe yaramayabileceğini, yeni filtreler geliştirmemiz gerektiğini işaret ediyor.

Aşırı Bilgi ile başedebilmek için geliştirebileceK bazı örnek filtreler yazacağım. Ama internet, doğası gereği filtrelerimizi aşmak için yeni yollar bulacaktır.

Başımızı ilk olarak eposta hesabımız ağrıtmaya başlıyor. İstemediğimiz adreslerden, görmekten hoşlanmayacağımız, adına spam denilen mesajlardan her gün yüzlerce geliyor. Eposta sağlayıcılar filtreler geliştiriyorlar. İstenmeyen postaları ısrarla işaretleyip bildirmemiz gerekiyor ki azalsın. Kendi arkadaşlarımızdan gelen, insanların birbirlerine yönlendire yönlendire eposta mesajından ziyade eposta adresi çiftliğine dönüşmüş mesajların bir çoğu gereksiz bilgi ya da yanlış bilgi içerir. Arkadaşlarımızdan bu tür mesajları bize göndermemeleri için ricada bulunabiliriz.

Epostalarımızı gün içerisinde sürekli kontrol etmeyelim. Günün belirli zamanlarında kontrol edelim. Sık sık eposta kontrolü yapmak hem vaktimizi çalar, hem de iş verimini düşürür.

Facebook, Youtube gibi sosyal paylaşım sitelerinde güvenlik ve içerik filtreleri mevcuttur. Gerekli ayarları yaparak sadece görmek istediğimiz bilgiye ulaşabiliriz.

Google gibi arama motorları bizim bilgiye ulaşmamızı kolaylaştırırlar. Her halükarda bulduğumuz bilginin doğruluğunu çapraz kontroller yaparak test etmeye çalışmalıyız.

Bilgi kaçırmaktan korkmayalım, eğer bir şey gerçekten çok önemliyse takip ettiğimiz başka bir kanaldan onu duyacağız ne de olsa. Haber okuyucu programları, friendfeed ya da twitter hesabımızı sürekli açık tutmaya da gerek yok bu durumda.

Msn Messenger benzeri anlık haberleşme programları gerektiği zamanda ve gerekli gruplamaları, kısıtlamaları yaptığımız takdirde işimizi kolaylaştırır. Aksi halde en fazla zaman tüketen ve bilgi bombardımanı yapan uygulamalar anlık haberleşme programlarıdır.

Türkiyede internet kullanıcılarıinterneti en çok haber okumak için kullanıyorlar. Haberleri gün içinde anlık takip etmek çoğu kimse için gereksizdir. Özet haber gönderen servislere abone olup günde bir defa eposta ile almak yeterli olacaktır. Sevdiğimiz köşe yazılarını ve haberleri RSS okuyucu programlarla kolayca takip edebiliriz.

İnsan beyni bir çok işi paralel yapmaya uygun değildir. Hem eğlenmek hem çalışmak, paralelinde televizyon izlemek aslında mümkün değildir. Dikkatimiz hızlıca bu veri kaynakları arasında gider gelir ve kısa zamanda da yorulur. Bilgisayarınızın başından uzaklaşıp 10 dakika farklı bir şeyler yaptıktan sonra dönüp kaldığınız yerden işinize dam etmeniz daha uygun olacaktır.

Sürekli olarak bilgi akışı göremediğiniz zaman kendinizi kötü hissediyor musunuz? Facebook kapalıyken sürekli onu açma isteği duyuyor musunuz? Bilgisayarı kapatınca dinlenmek için televizyon mu açıyorsunuz? Bu durumda bilgi bağımlısı olma ihtimaliniz çok yüksek.

Aşırı bilgi ile yüklenmeye yol açan en önemli faktör kişinin kendisidir. Yapılacaklar listemizi, fikirlerimizi, hatırlatmalarımızı, iletişim listelerimizi ne kadar düzenli tutuyoruz acaba? İnternette bu tür işler için çok fazla araç var. Mesela Gmail, bu saydığımız işlerden çoğunu entegre bir şekilde ücretsiz olarak sağlar.

Dinlenmek hem vücut hem de ruh sağlığımız için önemlidir. Dinlenmeye ve düşünmeye zaman ayırmalıyız.

Technoratti claim token HCAV6PHFFX2H

2 Replies to “Aşırı Bilgi Sendromu”

  1. Beni ve benim yaşımdakileri anlatan çok güzel bi yazı olmuş hocam. Arkadaşlarıma linkinizi mutlaka vericem. İnşallah anlamak isterler…

Leave a Reply